Aklımızdaki Covid-19 Soruları 1

• Kalıcı Bağışıklık mümkün mü?
• Koronavirüs geçirdim, tekrar hastalanır mıyım?
• Belirti göstermeden (semptomsuz)geçirenlerin bir sırrı var mı?

Mart ayından bu yana SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 pandemisini deneyimleyerek öğrenmekteyiz. İlk çıktığı günden bugüne tüm dünyada ve ülkemizde başlangıca göre artan vaka sayıları ile hızlı bir öğrenme eğrimiz oldu. Hastalığın yıkıcı etkilerinin ve elimizdeki güçlü silahlarımızın neler olduğunu her geçen gün daha iyi anlamaktayız. Bu süreçte yayınlanan pek çok makale ve deneyim paylaşımının ışığında neler öğrendik merak edilen soruları cevaplarıyla paylaşalım isterim.

Hastalığı semptomsuz geçirmek, kalıcı bağışıklık, tekrar hastalığa yakalanma riski çokça sorduğumuz sorular, gelin bunlara biraz bakalım.

CDC1 (Amerika Birleşik Devletleri Salgın Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi) verilerine göre toplumun %40’ı hastalığı semptomsuz geçirmektedir. Bu kişiler hasta olduklarının farkında bile olmadan, maske ve korunma önlemlerine dikkat etmiyorlar ise hastalığın yayılması konusunda ciddi bir sorun teşkil ediyorlar.

Peki bazı kişiler bu kadar hafif geçiriyorsa onları koruyan nedir?

Vücut maruz kaldığı hastalığa karşı kendini savunma amacıyla antikor ya da tıbbi adı ile immunoglobulin (Ig) adında maddeler üretir. Hastalığa karşı kalıcı bağışıklığı biz IgG testleri ile tespit ediyoruz. Nature dergisindeki bir yazıda2 hastalık aktif olarak geçirilirken IgG ve IgM’ler semptomsuz veya semptomu olanlarda da benzer şekilde üretildiğini gösteriyor. Ancak ne kadar ağır geçiriliyorsa Ig üretim miktarı o kadar yüksek oluyor. Genelde semptomlu veya semptomsuzlar arasındaki belirgin fark sıcak evreden sonra nekahat dönemine geçtiklerinde belli oluyor. Semptomsuz olanlar da bu Ig’ler çok düşük miktarda oluyor veya bazen negatif bile bulunabiliyor. Ancak Ig’leri yüksek oranda koruyucu ve pozitif olanlarda da bile zaman içinde (aylar gibi sürede) bu Ig’ler kayboluyor. Bu nedenle bu hep akıllara acaba tekrar hasta olur muyuz, sorusunu getiriyor.

Yapılan bir incelemede Ig’ler dışında yine bağışıklıkta çok önemli bir yere sahip olan T hafıza hücrelerinin de koruyucu olduğu gösterildi. Normal pratiğimizde bu hücrelere ait testleri kullanmıyoruz.  Haziran’da Cell dergisinde3 yayınlanan bir yazıda Covid-19 sonrası iyileşen hastalarda hafıza T hücre reaksiyonu %100 bulunurken, bu durumu karşılaştırmak için 2015-2018 yıllarında sağlıklı donörlerin kan bağışı yaptıkları kanlarında da T hücre reaksiyonuna bakmışlar. Henüz böyle bir enfeksiyon yokken bile 2015-2018 yıllarında da hafıza T hücre reaksiyonun %40 oranında pozitif olduğunu görmüşler. Bu durum şöyle bir yorum yapılmasını sağladı. Genel soğuk algınlığı olarak diğer yıllarda da farklı koronavirüsleri ile enfeksiyon yaşıyorduk. Birebir aynı olmasa da benzer ortak protein yapıları olmasından dolayı onlara karşı bağışıklık isteminin geliştirmiş olduğu hafıza T hücreleri SARS-CoV-2 ile de kısmen mücadele edebiliyor. 2015-2018 kan bankası kanındaki T-hücre reaksiyonunun %40 olması ile toplumdaki asemptomatik (belirti göstermeyen) oranın birbirine benzer olması da bu savı kuvvetlendiriyor. Her ne kadar aşı gelişmesi yeni teknoloji ve yöntemlerle eskiye oranla hızlanmış olsa ve üç firmanın aşı çalışmalarında faz III  aşamaya başlayacağı haberleri içimizi rahatlatsa da bu bilgi aslında bazılarımızın doğal zayıf bir aşı mekanizmasına sahip olduğunun müjdesini vermesiyle çok da savunmasız olmadığımızı bize gösteriyor.

Peki hasta olduktan sonra tekrar pozitif olma ihtimalimiz var mı?

Pandeminin başında Kore’de beş maymun üzerinde yapılan bir deneyde bunun aynı virüs ile tekrar mümkün olamayacağı çok net olarak gösterildi. Ancak buradaki anahtar kelime AYNI VİRÜS… Maalesef ki RNA virüsleri hızlı mutasyona uğraması nedeniyle birbirlerine benzeyen ama aynı olmayan virüsler olarak yayılmaya devam etmekte.  Enfeksiyon tekrar ettiği yakın zamanda 33 yaşındaki Hong Kong4 lu bir hastada oldukça kapsamlı eski ve yeni testlerin varlığı ile tespit edildi. Daha sonra Belçika’dan ve Hollada’dan da birer kişi de resmi olarak tekrarlayan enfeksiyon teyidi yapıldı. Ancak hepsinin ortak yanı ikinci enfeksiyonu birinci de olduğu gibi ağır değil ayaktan hafif semptomlarla geçirmeleri oldu. Hong Kong’lu hastanın ilk geçirdiği Covid-19 da izole edilen virüs RNA’sı ile ikinci hastalığı sırasında izole edilen virüs RNA’sı aynı değildi. Yani geçmişteki maymun deneyinde söylenildiği üzere aynı virüsle tekrar hasta olmak olası değil ancak mutasyona uğrayan virüsle tekrar hastalanmak mümkün. Ancak bağışıklık hücrelerinin özellikle hafıza T hücrelerinin ömürlerinin yıllar olduğunu düşünürsek olayı daha hafif atlatmak söz konusu.

Bu haberler yaşadığımız, sonu gelmeyecek sandığımız pandemi sürecinde içimizi ferahlatırken etkin bir bağışıklık sistemine sahip olmanın önemini tekrar bize hatırlatıyor.

İkinci yazı dizimizde bu harika hafızaya sahip bağışıklık sistemine nasıl sahip oluruz bunun için nelere ihtiyacımız var onları gözden geçirelim.

Referanslar:

  1. https://www.washingtonpost.com/health/2020/08/08/asymptomatic-coronavirus-covid/
  2. Clinical and immunological assessment of asymptomatic SARS-CoV-2 infections. Nature Medicine volume 26, pages 1200-1204 June 18 2020
  3. Targets of T cell Responces to SARS-CoV-2 Coronavirus in Humans with COVID-19 Disease and Unexposed İndividuals. Doi.org/10.1016/j.cell.2020.05.015
  4. https://www.statnews.com/2020/08/24/first-covid-19-reinfection-documented-in-hong-kong-researchers-say/
  5. Masks do more than protect others during COVİD-19: Reducing the İnoculum of SARS-CoV-2 to protect the wearer. J Gen Intern Med DOI: 10.1007/s11606-020-06067-8. Bu genel olarak maske önemini vurgulamak üzere koyuldu.
Prof. Dr. Zeynep Tartan Kimdir?

Prof. Dr. Zeynep Tartan, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1995 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi'nde yapmış ve 2002 yılında Kardiyoloji Uzmanı olmuştur. Aynı anabilim dalında 2007 yılında Doçentliğe yükselmiştir. Uzmanlık eğitimi sonrasında, 1998-2010 yılları arası Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 2010-2013 yılları arası Ataşehir Memorial Hastanesi'nde görev yapmış olan Prof. Dr. Zeynep Tartan, mesleki çalışmalarına 2013-2017 yılları arasında Ataşehir Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi'nde devam etmiştir. Okan Üniversitesi Acıbadem Polikliniği'nin ardından şu an QbMed'de hastalarını kabul etmektedir. Aynı zamanda Türk Kardiyoloji Derneği, Avrupa Kardiyoloji Derneği üyesidir.