Bağışıklık Sistemi Üzerine Uykunun Etkileri

Merhaba , uzun süren pandemi günleri geride kaldı ancak hala hayatımızda Corona virüs enfeksiyonu devam etmekte.  Önümüzdeki aylarda tekrar bir atak olması durumlarına ilk seferden daha hazırlıklı ve bilinçli olmak durumundayız. Kendisine ait özel bir tedavi ve aşısı olmayan bu enfeksiyonun bize öğrettiği en önemli şey, en güçlü koruyucu kalkanın kendi savunma sistemimiz olduğudur. Bu güçlü kalkanın en iyi şekilde çalışabilmesi için de yaşam şekli ve ilaç olmayan bazı takviyelerle desteklenmesi gerekir. Biyolojimiz gereği her zaman yaşamaya ve sürdürülebilirliğe programlıyız. Tek yapmamız gereken, bu işleyişi destekleyen bir yaşam şekli içinde bulunmamız ve gereken ihtiyaçların vitamin, mineral, gıda gibi dışarıdan karşılanması. Geri kalan bilgi ve işleyiş kendi yazılımımız içinde mevcut.

Bu bölümde size savunma sistemini çok güçlü kılan ve ekstra hiçbir yerden gidip almak durumunda olmadığınız bir ilacınız var desem nedir diye merak etmez miydiniz? Bu aslında her gece yaptığımız doğal bir rutinimiz yani UYKU!!!

Uyku belki sadece dinlenmek için gerekli bir döngü gibi gelebilir ama uyku bundan çok daha fazlasını ifade eder. Beynimizin detoks yapabildiği tek zaman ve ilerleyen yaşımızda sağlıklı bir sinir sistemi ve hafıza için en önemli belirleyicidir. Bu yazımızda ise uykunun savunma sistemi üzerindeki etkisine bakacağız. Önce, savunma sistemi içeri giren bir mikroorganizma ile nasıl savaşır bunu basitçe bir anlatalım.

Virüs vücudumuzdaki hücrelere girince kendi genetik kodunu, hücrenin çekirdeğinde çoğaltarak parçalarını oluşturan proteinleri yaptırır ve hücre içinde çoğalması tamamlanınca hücreyi patlatarak çevre hücrelere girmek üzere yayılmaya devam eder. Virüsü alan hücrenin dış zarında, virüse ait proteinler belirir ve savunma sisteminin devriye gezen 1. kademedeki hücreleri, bu yüzeyinde virüse ait protein taşıyan hasta hücreleri tanıyarak bunlara saldırır. İlk etapta bir kısım hasta hücre bu 1. kademe savunma sistemi tarafından öldürülür, ancak olayın 2. kademesi de mevcuttur. İlk savunma sonrası virüse ait antijen ismini verdiğimiz proteinler antijen sunan hücreler tarafından gelişkin savunma cevabını oluşturacak olan lenfositlere tanıtılır. Bu tanıtma işleminde salgılanan bazı aracı maddeler vardır. İnterlökin-12 (IL-12) en önemli salınan ve lenfositleri harekete geçiren aracı maddedir. Uyku yeterli ve belli kaliteye sahipse bu IL-12 salgılama işlemi yeterli ve tam olur. Burası çok önemlidir çünkü sisteme alarmı veren ve ayağa kaldıran çok temel bir başlangıç adımıdır. Burası yeterli cevabı oluşturamazsa savunma cevabı da hızlı ve yeterli olamayacağından hastalığın bulgularını hafif geçirmede önemli bir basamak atlanmış olur.

2. kademede uyarılan lenfositlerin çeşitleri vardır. CD4 hücreleri IL-12 ile uyarıldıktan sonra 2. kademenin diğer hücrelerini devreye sokarak farklı mekanizmalarla savunmayı yönetir. Bunlardan birisi CD8

hücreleridir. Bunlar doğrudan öldürmeye programlıdır ve CD8 ile virüslü hücrenin birbirine çok güçlü bağlanması gerekir. Bu bağlantının kurulmasında rol alan proteinlerin etkin bir biçimde çalışabilmesi için ortalama 7-9 saatlik uykunun önemli olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur Ref 1. IL-12 salgılanması özellikle uykunun ilk evresi olan yavaş dalga uykusu sırasında olur. Bu dönem aynı zamanda büyüme hormonunun da salgılandığı uykunun ilk evresidir. Geç saatte uyunduğunda bu dönem atlanmış olmaktadır. Dolayısı ile saat 01-02 gibi uykuya yatıp 8 saat uyumak ile saat 23 gibi uykuya yatıp 8 saat uyumak arasında bir fark vardır.

CD4 hücreleri diğer bir koldan B lenfositlerini uyarır. Bu hücreler antikor dediğimiz protein moleküller aracılığı ile virüse saldırır ve hafıza antikorlarını da üretirler. Uykunun yeteli ve kaliteli olmaması durumunda B lenfositler de etkin çalışamayacağı için virüs antijenleri antikorlar tarafından yeterli biçimde temizlenemez.

Özetle toparlayacak olursak uyku süresi ve kalitesi, bir virüs veya yabancı mikroorganizma vücuda girdiğinde onu ilk savunma sinyalini başlatacak olan IL-12 nin salgılanmasında kritik rol oynar. Sonrasında tıpkı bir domino taşı gibi uyarılan bu lenfositlerin, virüslü olan hücrelerle bağlantısı ve oluşan antikorların ortamdan temizlenmesinde rol alan protein moleküllerin yapımında yine uyku süresi ve kalitesi önemlidir. COVİD-19 için ayrıca bildiğimiz mekanizmalardan biri uykuda salgılanan melatonin hormonunu oluşan sitokin fırtınasında antioksidan etkisiyle sağlamış olduğu katkıdır.
Referanslar:

  1. J. Exp. Med. 2019 Vol. 216 No. 3 517–526. Doi:10.1084/jem.20181169
Prof. Dr. Zeynep Tartan Kimdir?

Prof. Dr. Zeynep Tartan, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1995 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi'nde yapmış ve 2002 yılında Kardiyoloji Uzmanı olmuştur. Aynı anabilim dalında 2007 yılında Doçentliğe yükselmiştir. Uzmanlık eğitimi sonrasında, 1998-2010 yılları arası Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 2010-2013 yılları arası Ataşehir Memorial Hastanesi'nde görev yapmış olan Prof. Dr. Zeynep Tartan, mesleki çalışmalarına 2013-2017 yılları arasında Ataşehir Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi'nde devam etmiştir. Okan Üniversitesi Acıbadem Polikliniği'nin ardından şu an QbMed'de hastalarını kabul etmektedir. Aynı zamanda Türk Kardiyoloji Derneği, Avrupa Kardiyoloji Derneği üyesidir.