Eklemlerimizi Beslemeyi Unutmayalım – 2

Glukozamin ve kondroitin? Nedir, nasıl etki eder?

Osteoartrit tedavisinde hakkında en fazla konuşulan, en uzun deneyimi olan bu grupta yer alan destekleyici tedavilerden birisi glukozamin ve kondroitin sülfattır. Kabuklu deniz canlılarının kabuklarından elde edilir. Kıkırdak hücrelerinden proteoglikan (bağ doku dolgu maddesi) sentezini arttırdıkları ve ödem çözücü etki yaptıkları bildirilmiştir. Etkileri arasında bir miktar farklılıklar vardır, glukozamin; hasarlı kıkırdağın yenilenmesine katkıda bulunurken, kondroitin; eklem sıvısına etkisi ile kıkırdağın beslenmesini sağlar. Çalışmalarda; birlikte kullanımlarının sadece kıkırdak hücrelerinde değil, ligaman (kemiği diğer kemiğe bağlayan bağ) ve tendon (kasla kemiği bağlayan bağ) hücrelerinde de hücre sentezini uyararak tendon yaralanmalarında da iyileşmeyi desteklediği gösterilmiştir. Bu çalışmalardan sonra, 2014 yılında ESCEO (Avrupa Osteoporoz, Osteoartrit ve Kas İskelet Sistemi Hastalıklarının Klinik ve Ekonomik Yönleri Derneği) grubu tarafından “Yavaş etkili ilaçlar” kategorisi ile osteoartrit tedavisinde, egzersiz, eğitim ve kilo vermek gibi temel önerilerden sonra birinci basamakta önerilmeye başlanmıştır. Glukozamin ve kondrositler ile yapılan çalışmalar herhangi bir yan etki artışı olmadığını göstermektedir.

Kollajen nedir? Nasıl etki eder?

Tavuk sternum (göğüs kemiği) kıkırdağından elde edilen, undenatüre kollajen tip 2 ise, öncelikle hayvan çalışmaları daha sonra ise bazı insan çalışmaları ile osteoartrit ve romatoid artrit tedavisinde etkinliği gösterilmiş bir diğer destek tedavisidir. Yaşlanma, travma gibi nedenlerle kıkırdak yüzeyinde meydana gelen değişiklikler bağışıklık hücrelerimizden öldürücü T hücrelerin (T killer) devreye girmesine neden olur. Bu öldürücü T hücreler kıkırdaktan ayrılan maddeleri yok etmeye çalışırken kıkırdak dokuya daha da zarar verir. Andenature kollajen tip 2’nin etkinliğini bu öldürücü T hücreleri “yeniden eğiterek” gösterdiği, böylece kıkırdak yıkımını azaltacak şekilde bağışıklık sistemi düzenleyicisi olduğu bildirilmektedir. Erken evre diz osteoartritli hastalarda yapılan bir diğer çalışmada, MR kontrolü ile, 24 haftada, eklem aralığının anlamlı oranda korunduğu bildirilmiştir. 2021 yılında yayınlanan bir çalışmada ise, tip II diyabeti olan ve orta-şiddetli düzeyde diz osteoartriti olan hastalarda, üç aylık takipte ağrıda ve hareketlerde anlamlı oranda düzelme olduğu bildirilmiştir.

Vitaminler

Vitaminler, kondrosit metabolizması ve hücreleri çevreleyen dokunun bütünlüğünde hayati öneme sahiptir. Temel olarak oksidatif stresleri azaltarak doğal antioksidan sistemi oluştururlar. Romatoid artrit ve osteoartrit gibi hastalıklarda, doğal savunma sisteminin tolere edemeyeceği kadar oksidatif streslerin yükseldiği gösterilmiştir. Vitamin C ve vitamin E antioksidan etkileri ve kollajen metabolizmasındaki rolleri ile kondrositlerin koruyucusudurlar.  Yapılan çalışmalarda, 75 mg/gün üzerinde C vitamini alımının kıkırdak kaybı, diz ağrısı ve osteoartrit ilerleme riskini azalttığı gösterilmiştir.

D vitamini, immün sistemle ilişkili hastalıklar, sinir sisteminin yıpranması ile giden hastalıklar, kanserler, kardiovasküler ve metabolik hastalıklarda rol oynar. Kondrositler ve sinovisitlerde (eklem için döşeyen zarın hücreleri) D vitamini reseptörü olduğu gösterilmiştir. Altmış yaşından genç hastalarda, D vitamini eksikliği ile osteoartrit ilerlemesi ilişkili bulunmuştur. D vitamini; kondrositlerde proteoglikan yapımını uyarır. D vitamini düzeyinin normale getirilmesinin, kas iskelet sorunu olanlarda temel yaklaşım olması gerektiği bildirilmektedir.

Kondrositlerin doğması, büyümesi ve olgunlaşmasında ise K vitamini rol oynar. K vitamini eksikliğinin radyografik el ve diz osteoartriti için tetikleyici olduğu bildirilmektedir. Niasinamid (B3 vitamini)’in 1500-4000 mg/gün alımının ise, osteoartritli hastalarda eklem hareketi ve artrit şiddetine etkisi olduğu gösterilmiştir.

Mineraller-mikrobesinler

Magnezyum, vücudumuzda bulunan önemli mikrobesinlerdendir. Kıkırdak hücrelerinin sağlıklı gelişimine ve yaşam sürelerine katkıda bulunur. Bağışıklık sisteminde aldığı rol nedeniyle gıdalarla az alındığında vücutta hafif düzeyli ödem oluşur, bu ödem osteoartrit gelişimini başlatıp ilerletebilir. Yapılan çalışmalarda diz osteoartriti ile magnezyum alımı arasında ters ilişki saptanmıştır ve düşük magnezyum seviyesi olan osteoartritli hastaların daha ağrılı ve fonksiyonel olarak daha kısıtlı oldukları gösterilmiştir.

Selenyum, çinko ve bakır, redoks dengesinin sağlanmasında önemli olan doğal antioksidan enzimlerdir. Hayvan çalışmalarında, selenyumdan zengin diyetin, vücudumuzda ödem yapan mekanizmaları yavaşlattığı gösterilmiştir. Selenyum ve manganez ayrıca glikozamino glikanların ve proteoglikanların oluşumunda yer alan enzimlerin kofaktörüdür. Çinkonun birçok proteinin yapı taşı olduğu ve eklem kıkırdağını yıkan enzimlerin kontrol edilmesinde önemli rolleri olduğu bilinmektedir. Manganez ve bakır, kıkırdak ve kemikte yer alan kollajen ve elastin bağlar için temeldir. Bor ise, nonmetalik bir elementtir ve kıkırdağın üzerini örttüğü kemiğin yapısını destekleyerek osteoartrit gelişimini engeller. Epidemiyolojik çalışmalarla; 1 mg/gün veya daha az boron alınan bölgelerde osteoartrit sıklığının %20-70, 3-10 mg/gün alınan bölgelerde ise, %0-10 olduğu gösterilmiştir.

Özetle

Sağlıklı eklemler bizi ağrısız ve hareketli bir şekilde uzun yıllar taşır. Hareketin devamı; hipertansiyon, diyabet, damar sertliği, Alzheimer, depresyon gibi birçok hastalığın önlenmesinde çok önemlidir. Bu nedenle; kilo kontrolü, egzersiz ve beslenme önerileri ile eklemlerimize iyi bakmak bize sağlıklı bir yaşam olarak geri dönecektir. Kendi sağlığımıza yapacağımız yatırıma başlamak için ideal gün bugündür.

Sağlıkla kalın,

Prof. Dr. Ayşegül Ketenci

 

Kaynakça:

  1. Honvo G, Reginster JY, Rabenda V, Geerinck A, Mkinsi O, Charles A, et al. Safety of symptomatic slow‑acting drugs for osteoarthritis: Outcomes of a systematic review and meta‑analysis, Drugs Aging . 2019 Apr;36(Suppl 1) 65-99.
  2. Messina OD, Wilman MV, Neira LFV. Nutrition, osteoarthritis and cartilage metabolism, Aging Clin Exp Res . 2019 Jun;31(6) 807-13.
  3. Rui F, Jiawei K, Yuntao H, Xinran L, Jiani H, Ruixue M, et al. Undenatured type II collagen prevents and treats osteoarthritis and motor function degradation in T2DM patients and db/db mice, Food Funct . 2021 May 21;12(10) 4373-91.
Prof. Dr. Ayşegül Ketenci Kimdir?

Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi’ni 1988’de bitiren Dr. Aysegül Ketenci 1988-1992 tarihleri arasında aynı fakültede Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda ihtisas yapmıs, 1998 yılında doçent, 2004 yılında profesör ünvanını almıstır. Agrı ve özellikle bel agrıları, nöropatik agrı konusunda çalısan Dr Ketenci 2011 yılında algolog ünvanını kazanmıstır. Istanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Algoloji Bilim Dalı baskanı olan Dr. Aysegül Ketenci, Yurtiçi ve yurtdısı dergilerde yayınlanan çesitli çalısmaları ve çesitli branslara verdigi konferanslarla akademik kariyerine devam etmektedir